9 Nisan 2012

Vekalet Ücretine ayrıca KDV eklenemeyeceği


YARGITAY


HUKUK GENEL KURULU


Tarih : 28.04.2004

Esas No : 2004/12-232

Karar No : 2004/243



VEKALET ÜCRETİ

KATMA DEĞER VERGİSİ

ÖZET


ANAYASA'NIN 73. MADESİ, "VERGİ, RESİM, HARÇ VE BENZERİ MALİ YÜKÜMLÜLÜKLER KANUNLA KONULUR, DEĞİŞTİRİLİR VEYA KALDIRILIR "DÜZENLEMESİNİ GETİRMİŞTİR. BU NEDENLE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ'NİN 21. MADDESİNDE MEVCUT; "BU TARİFEDE YER ALAN ÜCRETLERE 3065 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİ GEREĞİ KATMA DEĞER VERGİSİ AYRICA İLAVE EDİLİR" ŞEKLİNDEKİ DÜZENLEME, ANAYASA VE AVUKATLIK YASASI 'NDAN DOĞMAYAN BİR YETKİYE İSTİNADEN YAPILDIĞI VE YASACA DÜZENLENMEDİĞİNDEN ANAYASA'NIN 73. MADDESİNE AYKIRIDIR. MAHKEMECE TARİFEYE GÖRE HESAP EDİLEN, VEKALET ÜCRETİNE KATMA DEĞER VERGİSİ AYRICA İLAVE EDİLMEMELİDİR.



Taraflar arasındaki "icra emrinin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Ankara Onsekizinci İcra Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 4.4.2003 gün ve 2003/173-942 sayılı kararın incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi'nin 30.6.2003 gün ve 2003/12324 E. 15474 K. sayılı ilamiyle; (...4.12.2002 tarihinde geçerli olmak üzere 28.11.2002 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 21. maddesinde, tarifede öngörülen ücretlere 3065 sayılı Kanun Hükümleri uygulanıp Katma Değer Vergisinin ayrıca ilave edilmesi açıklanmıştır. Mercice tarifeye göre hükmedilecek avukatlık ücretin KDV ilavesi gerekeceğinden bu gerekliliğe uyulmayan mercii kararı isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.




Temyiz Eden : Davalı-alacaklı vekili



Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:



Dava, icra emrinin şikayet yoluyla iptali isteminden ibarettir.



Davacı-borçlu vekili; davalının, ilamların icrası yoluyla müvekkili aleyhine İcra takibine giriştiğini, takip dayanağı ilamda alacaklı yararına takdir olunan avukatlık ücretine ayrıca Katma Değer Vergisi ilave edilmesine dair bir hüküm bulunmadığı halde; borçluya tebliğ edilen icra emrinin, avukatlık ücretine eklenen 130.786.588 TL. Katma Değer Vergisinin ödenmesi ihtarını da içerdiğini ileri sürerek, icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.



Mahkemenin; "Takip dayanağı ilamda alacaklı lehine hükmedilen avukatlık ücreti dışında, Katma Değer Vergisinin tahsiline dair hüküm bulunmadığı" gerekçesiyle, "şikayetin kabulü ile, avukatlık ücretine eklenen 130.786.588 TL. Katma Değer Vergisi yönünden icra emrinin iptaline" dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.



Davacı kurumun kiracısı bulunduğu taşınmazla ilgili olarak, taraflar arasında görülen dava sonucu kira bedelinin tespiti ile birlikte, o davanın davacısı lehine, kiracı kurum aleyhine 726.592.159 TL. nispi avukatlık ücretine hükmedildiği, Katma Değer Vergisi ile ilgili bir hüküm tesis edilmediği; davalı alacaklının, anılan ilamda borçlu durumundaki kurum aleyhine icra takibi yaptığı ve hükmedilen vekalet ücretine ilave olarak 130.786.588 TL. Katma Değer Vergisi talebi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu yönlerden taraflar arasında da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.



Uyuşmazlık; Avukatlık Ücret Tarifesine göre davalı-alacaklı lehine takdir ve hükmolunan vekalet ücretine, ayrıca Katma Değer Vergisinin ilave edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.



Bilindiği üzere vekalet ücreti, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden olup, anılan maddenin 6. bendine göre, yasa gereğince hesap ve takdiri öngörülmüştür.



Bu noktada, 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 4667 sayılı Yasa ile değişik 168. maddesinde, yargı yerlerindeki işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösterir tarifenin düzenlenme usulü, yetkili makam ve uygulama zamanı açıklanmış; anılan yasanın 169. maddesinde ise, haksız çıkan tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin tarifede yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamayacağı belirtilerek, yargı merciilerince hükmedilecek avukatlık ücretinin asgari ve azami sınırları açıkça düzenlenmiştir.



Görüldüğü üzere, yasa koyucu avukatlık ücretinin dışında kalan Katma Değer Vergisinin uygulanacağına ilişkin bir düzenleme getirmemiştir.



Aksine genişletici bir yoruma gidilerek, vekalet ücretine yasaca öngörülmeyen Katma Değer Vergisinin eklenmesi, ne yasanın bütünüyle, ne de yasa koyucunun amacıyla bağdaşmayacaktır.



Yeri gelmişken belirtmelidir ki; vergi, kamu giderlerini karşılamak amacıyla yasalarla gerçek ve tüzel kişilerden mali güçlerine göre istenen bir yükümlülüktür. Vergi, belirli bir hizmetten doğrudan yararlanma karşılığı olmayıp, tüm kamu hizmetleri için yapılan giderlere ortak katılım payını ifade eder.



Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük ise, kişilerden kimi kamu hizmetleri karşılığında yada bir hizmet karşılığı olmaksızın kamu gücüne dayanılarak alınan paralardır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin ortak özellikleri kamu gücüne dayanılarak tek taraflı iradeyle alınmaları, gerektiğinde zorla alınmaları ve bir yasayla konulmalarıdır.



Nitekim Anayasa'nın 73. maddesi, "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır" düzenlemesini içermekte olup; Buna göre vergi yükümlülüğünün konusu, yükümlüsü, matrahı ve oranı ile, vergiden doğan ödev ve usul ilişkilerinin yasayla düzenlenmesi gerektiği kuşku ve duraksamadan uzaktır.



O halde, 4.12.2002 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 21. maddesinde mevcut; "Bu tarifede yer alan ücretlere 3065 sayılı Kanun hükümleri gereği Katma Değer Vergisi ayrıca ilave edilir" şeklindeki düzenlemenin, Anayasa ve Avukatlık Yasasından doğmayan bir yetkiye istinaden yapıldığı; eş söyleyişle, yasaca düzenlenmediğinden, Anayasanın 73. maddesi hükmüne aykırı olduğu açıktır.



Hal böyle olunca, tarifeye göre hükmedilen avukatlık ücretine Katma Değer Vergisinin ayrıca ilave edilemeyeceğini benimseyen yerel mahkeme direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yukarıda yazılı nedenlerle onanmalıdır.



Sonuç: Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) ve (2.200.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28.4.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate