13 Mayıs 2010

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASININ BAZI MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

Kanun No. 5982 Kabul Tarihi: 7/5/2010

MADDE 1- 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasına “Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.” cümlesi ve maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.”

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”

MADDE 3- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 23 üncü maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir.”

MADDE 4- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin kenar başlığı “I. Ailenin korunması ve çocuk hakları” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.

Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.”

MADDE 5- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 51 inci maddesinin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 6- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 53 üncü maddesinin kenar başlığı “A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” olarak değiştirilmiş, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler.

Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.

Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.”

MADDE 7- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 54 üncü maddesinin üçüncü ve yedinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 8- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74 üncü maddesinin kenar başlığı “VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” şeklinde değiştirilmiş, maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.

Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.

Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”

MADDE 9- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84 üncü maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 10- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“İlk seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder.”

MADDE 11- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci maddesinin ikinci fıkrasına “Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.” şeklindeki cümle eklenmiş ve dördüncü fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.”

MADDE 12- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.”

MADDE 13- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.”

MADDE 14- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 144 üncü maddesi kenar başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“G. Adalet hizmetlerinin denetimi

MADDE 144- Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”

MADDE 15- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 145- Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.

Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz.

Askerî mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.

Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.”

MADDE 16- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 146 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 146- Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden kurulur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.

Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.

Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim Kurulundan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her boş üyelik için, bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde de her bir baro başkanı ancak bir aday için oy kullanabilir ve en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.

Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi yıl çalışmış olması şarttır.

Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.

Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev alamazlar.”

MADDE 17- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 147 nci maddesinin kenar başlığı “2. Üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi” şeklinde, birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Anayasa Mahkemesi üyeleri oniki yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir.”

MADDE 18- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 148 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin sonuna “ve bireysel başvuruları karara bağlar” ibaresi, üçüncü fıkrasındaki “Cumhurbaşkanını,” sözcüğünden sonra gelmek üzere “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını,” ibaresi eklenmiş, beşinci fıkrası “Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.” şeklinde değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar ve üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere “Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.” şeklinde yeni bir fıkra eklenmiştir.

“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.

Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”

MADDE 19- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 149 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 149- Anayasa Mahkemesi, iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme Başkanının veya Başkanın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az oniki üye ile toplanır. Bölümler ve Genel Kurul, kararlarını salt çoğunlukla alır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi için komisyonlar oluşturulabilir.

Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurulara, iptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır.

Anayasa değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır.

Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır.

Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, Genel Kurul ve bölümlerin yargılama usulleri, Başkan, başkanvekilleri ve üyelerin disiplin işleri kanunla; Mahkemenin çalışma esasları, bölüm ve komisyonların oluşumu ve işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.

Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak, bireysel başvurularda duruşma yapılmasına karar verilebilir. Mahkeme ayrıca, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.”

MADDE 20- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 156 ncı maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Askerî Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.”

MADDE 21- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 157 nci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.”

MADDE 22- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 159 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 159- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır.

Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.

Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır.

Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeliği için her hâkim ve savcının; ancak bir aday için oy kullanacağı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir. Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır.

Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.

Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebilir.

Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.

Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.

Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.

Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.

Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.”

MADDE 23- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 166 ncı maddesinin kenar başlığı “I. Planlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında hükümete istişarî nitelikte görüş bildirmek amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konseyin kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir.”

MADDE 24- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 15 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 25- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 18- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Anayasa Mahkemesinin mevcut yedek üyeleri asıl üye sıfatını kazanır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun ve bir üyeyi de baro başkanlarının gösterecekleri üçer aday içinden seçer.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı üye seçimi için aday göstermek amacıyla;

a) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde, Sayıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Sayıştay Genel Kurulunca seçim yapılır. Her Sayıştay üyesinin ancak bir aday için oy kullanabileceği bu seçimde en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.

b) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Türkiye Barolar Birliği Başkanlığının ilanında gösterilen yer ve zamanda baro başkanları tarafından seçim yapılır. Her bir baro başkanının ancak bir aday için oy kullanabileceği bu seçimde, en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.

c) (a) ve (b) bentleri uyarınca yapılan seçimlerin sonucunda aday gösterilmiş sayılanların isimleri seçimin yapıldığı günü takip eden gün Sayıştay ve Türkiye Barolar Birliği başkanlıklarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bildirilir.

ç) (c) bendi uyarınca yapılan bildirimden itibaren on gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçim yapılır. Her boş üyelik için yapılacak seçimde, ilk oylamada üye tamsayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır; ikinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.

Cumhurbaşkanı, birer üyeyi Yargıtay ve Danıştay kontenjanlarından olan ilk üyeliklerin boşalmasından sonra Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden seçer.

Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteren kurumların halen mevcut üyeleri ile kendi kontenjanlarından seçilmiş yedek üyeler, tamamlama seçiminde göz önünde bulundurulur.

Anayasa Mahkemesinde halen belli görevlere seçilmiş olanların bu sıfatları seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte üye olanlar yaş haddine kadar görevlerine devam ederler.

Bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemeler iki yıl içinde tamamlanır. Uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel başvurular kabul edilir.

GEÇİCİ MADDE 19- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde aşağıda belirtilen esas ve usuller dahilinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri seçilir:

a) Cumhurbaşkanı, hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali olmayan; yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında en az onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile meslekte fiilen onbeş yılını doldurmuş avukatlar arasından dört üye seçer. Cumhurbaşkanı, üst kademe yöneticileri arasından seçeceği Kurul üyesini, bakanlık, müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, valilik, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, kamu kurum ve kuruluşlarında genel müdürlük veya teftiş kurulu başkanlığı görevlerini yapanlar arasından seçer.

b) Yargıtay Genel Kurulu, Yargıtay üyeleri arasından üç asıl ve üç yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Yargıtay Birinci Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Birinci Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Yargıtay Genel Kurulu seçim yapar. Her Yargıtay üyesinin sadece bir aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.

c) Danıştay Genel Kurulu, Danıştay üyeleri arasından iki asıl ve iki yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Danıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Danıştay Genel Kurulu seçim yapar. Her Danıştay üyesinin sadece bir aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.

ç) Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu, kendi üyeleri arasından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna bir asıl ve bir yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu seçim yapar. Her üyenin sadece bir aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.

d) Yedi asıl ve dört yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş olan adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, adlî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adaylık başvurularını ilân eder. İlân tarihinden itibaren üç gün içinde adaylar Yüksek Seçim Kuruluna başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adayların başvurularını inceler ve aday listesini belirleyerek ilân eder. Takip eden iki gün içinde bu listeye karşı itiraz edilebilir. İtiraz süresinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde itirazlar incelenir, sonuçlandırılır ve kesin aday listesi ilân edilir. Yüksek Seçim Kurulunun kesin aday listesini ilân ettiği tarihten sonraki ikinci Pazar günü her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak seçimlerde, o ilde ve ilçelerinde görev yapan hâkim ve savcılar oy kullanır. İl seçim kurulları o ilde oy kullanacak hâkim ve savcıların sayısına göre sandık kurulları oluşturur. Sandık kurullarının işlem, tedbir ve kararlarına karşı yapılan şikâyet ve itirazlar il seçim kurulunca karara bağlanır. Adaylar propaganda yapamazlar; sadece, Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde özgeçmişlerini bu iş için tahsis edilmiş bir internet sitesinde yayımlayabilirler. Bu seçimlerde her seçmen sadece bir aday için oy kullanabilir. Seçimlerde en çok oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. Kullanılacak oy pusulalarıyla ilgili diğer hususlar Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir. Yüksek Seçim Kurulu, oy pusulalarını kendisi bastırabileceği gibi gerektiğinde uygun göreceği il seçim kurulları vasıtasıyla bastırmaya da yetkilidir. Yapılacak seçimlerde, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun bu bende aykırı olmayan hükümleri uygulanır.

e) Üç asıl ve iki yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından, idarî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bölge idare mahkemelerinin bulunduğu illerde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak bu seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde ve yargı çevresi içerisinde kalan yerlerde görev yapan idarî yargı hâkim ve savcıları oy kullanır. Bu seçimler hakkında da (d) bendi hükümleri uygulanır.

Birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl üyeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki otuzuncu günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yargıtay ve Danıştaydan gelen asıl ve yedek üyelerinin görevleri, seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder. Bunlardan, Yargıtaydan gelen üyelerden görev süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (b) bendi uyarınca seçilenler; Danıştaydan gelen üyelerden görev süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (c) bendi uyarınca seçilenler, sırayla göreve başlarlar.

Birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri uyarınca seçilen üyelerden, üçüncü fıkra uyarınca göreve başlayanların görev süresi, birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen diğer Kurul üyelerinin görev süresinin bittiği tarihte sona erer.

İlgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seçilen asıl üyeler, Yargıtay daire başkanı için ilgili mevzuatında öngörülen tüm malî ve sosyal haklar ile emeklilik hakkından aynen yararlanırlar. Ayrıca, Kurulun Başkanı dışındaki asıl üyelerine, (30000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenir.

İlgili kanunlarda düzenleme yapılıncaya kadar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu;

a) Anayasa hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla, yürürlükteki kanun hükümlerine göre Kurul şeklinde çalışır.

b) İkinci fıkra uyarınca asıl üyelerinin göreve başladığı tarihten itibaren bir hafta içinde Adalet Bakanının başkanlığında toplanır ve bir geçici Başkanvekili seçer.

c) En az onbeş üye ile toplanır ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verir.

ç) Sekreterya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yürütülür.

Kurul müfettişleri ile adalet müfettişleri atanıncaya kadar, mevcut adalet müfettişleri, Kurul müfettişi ve adalet müfettişi sıfatıyla görev yaparlar.

Bu madde hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar uygulanır.”

MADDE 26- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.

İKİNCİ GÖRÜŞMENİN

GİZLİ OYLAMA SONUÇLARI









MADDE 1 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 332

Ret : 75

Çekimser : 1

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 2 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 334

Ret : 72

Çekimser : 2

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 3 : Oylamaya katılan üye : 407

Kabul : 335

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : 1

Geçersiz : -



MADDE 4 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 338

Ret : 69

Çekimser : -

Boş : 1

Geçersiz : -



MADDE 5 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 335

Ret : 70

Çekimser : 1

Boş : 2

Geçersiz : 1



MADDE 6 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 338

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 7 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 337

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : 1

Geçersiz : -



MADDE 8 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 340

Ret : 69

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 9 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 335

Ret : 73

Çekimser : -

Boş : 1

Geçersiz : -



MADDE 10 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 336

Ret : 70

Çekimser : -

Boş : 1

Geçersiz : 1



MADDE 11 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 338

Ret : 69

Çekimser : -

Boş : 2

Geçersiz : -



MADDE 12 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 339

Ret : 70

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 13 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 339

Ret : 69

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 14 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 338

Ret : 70

Çekimser : 1

Boş : -

Geçersiz : -







MADDE 15 : Oylamaya katılan üye : 410

Kabul : 336

Ret : 72

Çekimser : 1

Boş : 1

Geçersiz : -



MADDE 16 : Oylamaya katılan üye : 410

Kabul : 337

Ret : 69

Çekimser : 1

Boş : 3

Geçersiz : -



MADDE 17 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 337

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 18 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 337

Ret : 70

Çekimser : -

Boş : 1

Geçersiz : -



MADDE 19 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 336

Ret : 71

Çekimser : 1

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 20 : Oylamaya katılan üye : 407

Kabul : 336

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 21 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 337

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 22 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 334

Ret : 73

Çekimser : 1

Boş : 1

Geçersiz : -

MADDE 23 : Oylamaya katılan üye : 407

Kabul : 336

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 24 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 337

Ret : 72

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 25’e bağlı

GEÇİCİ MADDE 18 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 337

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 25’e bağlı

GEÇİCİ MADDE 19 : Oylamaya katılan üye : 408

Kabul : 336

Ret : 72

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 25

(Çerçeve) : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 338

Ret : 71

Çekimser : -

Boş : -

Geçersiz : -



MADDE 26 : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 336

Ret : 72

Çekimser : -

Boş : 1

Geçersiz : -







TÜMÜ : Oylamaya katılan üye : 409

Kabul : 336

Ret : 72

Çekimser : -

Boş : 1

Geçersiz : -










11 Nisan 2010

Mirasın Reddi


Mirasın en yakın tüm kanuni mirasçılar tarafından (Yargıtay kararlarına göre eş ve çocuklar) reddi halinde, miras Yargıtay kararlarına ve 20.9.1950 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararına göre (mehaz İsviçre Medeni Kanunu'nda kabul edildiği gibi) bir sonraki zümreye (murisin annesi-babası ve kardeşleri) geçmez. Sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.

Medeni Kanun değişikliğinden sonra, m. 612 hükmü mehaz kanuna göre düzenlenmiş ve bu hükmün gerekçesinde mehaz kanuna aşağıdaki şekilde atıfta bulunulmuştur:

"M. 612 - Yürürlükteki kanunun 552. maddesini karşılamaktadır.

Yürürlükteki maddenin kaynak İsviçre Medeni Kanunu'nun 573. maddesi ile ve Medeni Kanun'un ruhu ile bağdaşmayan metninin uygulanamayacağı öğretide ve Yargıtay içtihatlarında belirtilmiş, bu konuda ortaya çıkan boşluğun kaynak İsviçre Medeni Kanunu'nun 573. maddesi göz önünde tutularak doldurulması kabul edilmiştir.

Madde bu esas dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir."

TMK m. 612 - En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.
 
Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.
 
T.C.
YARGITAY

2. Hukuk Dairesi

Esas : 1995/13145

Karar : 1995/947

Tarih : 27.01.1995

◦MİRASIN REDDİ

◦EN YAKIN TÜM MİRASÇILARIN REDDİ

◦TASFİYE

Özet :Mahkeme, en yakın tüm mirasçıların mirası reddettiğini belirlediği anda iflas usulü ile tasfiyeye geçmelidir. Esasen, ilgililerin bu yolda işlem yapılması için sulh hakimine müracaatını engelleyen bir hüküm de yoktur ve muristen alacaklı olanların, bir an önce tasfiye icrasında hukuki yararları açıktır. Buna göre; mirasın en yakın tüm mirasçılar tarafından reddedildiği, kendisinin ise alacaklı olduğu iddiasıyla tasfiye isteyen davacının isteğinin, mirasçı olmadığından ve sıfat yokluğundan bahisle reddi doğru değildir.

( 743 s. MK m. 552, 553 ) ( 2004 s. İİK m. 180 )

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
"En yakın kanuni mirasçıların cümlesi tarafından red olunan miras, karı kocadan sağ olana tebliğ olunur ve onun tarafından ancak bir ay içinde miras kabul olunabilir" (MK. 552).
"miras füruların cümlesi tarafından red edilmiş ise, red keyfiyeti sulh mahkemesince karı kocadan sağ olana tebliğ olunur ve onun tarafından ancak bir ay içinde miras kabul olunabilir" (MK. 553). Görüldüğü gibi 552. madde, kendi içinde çelişki yaratacak biçimde bir hükmü taşımaktadır. Zira, en yakın mirasçılar arasında eş de vardır. 20.9.1950 tarihli, 4/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ifade edildiği üzere, Medeni Kanun yorumlanırken mehaz İsviçre Medeni Kanunu ve yapılan çeviri yanlışlıkları dikkate alınmalıdır. İcra İflas Kanununun 180. maddesinde yer alan "Red olunan mirasların tasfiyesi" yolundaki hüküm ve Medeni Kanunun onaltıncı babının, ikinci faslında ve "B" ile işaretli mirasın reddini düzenleyen bölümde yer alan 554. maddenin "tasfiyeden evvel" sözleri, mirasın en yakın tüm mirasçılar tarafından reddi halinde tasfiye yoluna gidilmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak, bu halde tasfiyenin biçimi hakkında açıklamalara bu kanunda yer verilmemiştir. Görülüyor ki, Türk Medeni Kanununun 552. maddesi hükmünde bir boşluk bulunmaktadır. 552. madde uygulaması sırasında boşluk "ölenin en yakın mirasçıları tarafından red edilen miras, sulh hakimi tarafından iflas kurallarına göre tasfiye edilir. Borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım red vaki olmamış gibi, hak sahiplerine verilir" biçiminde mehaza uygun olarak doldurulmalıdır (Y. 2. HD.’nin 25.2.1955 tarihli, 1002-1036 sayılı; 10.6.1991 tarihli, 6623-9045 sayılı kararları ile Y. HGK.’nun 29.1.1975 tarihli, 1682-100 sayılı kararları).

Medeni Kanunun 553. maddesi uyarınca yapılan işlem sonunda, en yakın tüm mirasçıların reddi halinde İcra İflas Kanununun 180. maddesinde tasfiyenin aynı Kanunun sekizinci babı uyarınca ve Medeni Kanunun resmi tasfiyeye dair hükümleri saklı kalmak kaydıyla yapılacağı açıklanmıştır. Bu işlemlerin yürütülmesi için esasen bir istem gerekmez (Y. 2. HD.’nin 30.1.1951 tarihli, 508/869 sayılı kararı). Mahkeme en yakın tüm mirasçıların reddini belirlediği anda iflas usulü ile tasfiyeye geçmelidir. Esasen ilgililerin bu yolda işlem yapılması için sulh hakimine müracaatını engelleyen bir hüküm de yoktur. Muristen alacaklı olanların bir an önce tasfiye icrasında hukuki yararları da açıktır. Hakim, tarafların tavsifi ile bağlı olmayıp re’sen Türk kanunları uyarınca hüküm verir (HUMK. 76). Davacının istemi yukarıda açıklanan işlemin yapılmasına yöneliktir.

Davacı; mirasın en yakın tüm mirasçılar tarafından red edildiğini, kendisinin alacaklı olduğunu iddia ettiğine göre, bu iddialar araştırılıp sonucu uyarınca ve yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde işlem yapmak gerekirken istem yanlış yorumlanıp davacının mirasçı olmadığından ve sıfat yokluğundan söz edilerek isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 27.1.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

2. Hukuk Dairesi

Esas : 1997/14364

Karar : 1998/2100

Tarih : 24.02.1998

◦MİRAS

Özet :Murisin furuğularının tamamı tarafından reddedilen miras sağ kalan eşe teklif edilir.

Reddeden mirasçının payı füruuna geçer.

En yakın bütün mirasçıların mirası kendilerinden sonra gelen derecedeki (paranteldeki) mirasçılar lehine reddetmeleri de imkan dahilindedir. Buradaki red alt tabakadaki (paranteldeki) bütün mirasçılar lehine yapılmalıdır.

( 743 s. MK m. 552, 553 ) ( 2004 s. İİK m. 180 )

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz edenler vekili Av. Abdülkadir Çınar ve taraf Arif Kaplan ile karşı taraf vekili Av. Münip Ermiş ve Av. Fazıl Özuğur geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Kanuni mirasçılardan biri mirası reddederse onun hissesi bu kişi miras bırakanın ölümünde hayatta değilmiş gibi diğer mirasçılara intikal eder. (MK. md. 551) Reddedenin füruu varsa pay bunlara geçer. Yoksa murisin diğer mirasçılarının hissesi çoğalmış olur. Red ölüm anına kadar geriye yürür. Miras en yakın bütün mirasçılar tarafından reddolunması halinde daha sonraki zümredeki (parenteldeki) mirasçılara veya devlete geçmez. Resmi tasfiye yapılır ve tasfiye sonunda artan kısım sanki red olmamış gibi en yakın kanuni mirasçılara verilir. (MK md. 552 - 553 İİK md. 180 kaynak İsviçre Medeni Kanununun 573. maddesi ve 20/09/1950 gün 4/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Sağ kalan eş de çocuklar yanında en yakın kanuni mirasçılar gurubuna dahildir. Füruğun hepsi tarafından mirasın reddedilmesi durumunda ise red durumu Sulh Mahkemesi tarafından sağ eşe bildirilir ve onun tarafından bir ay içerisinde kabul edilebilir. (MK. md. 552)
En yakın bütün mirasçıların mirası kendilerinden sonra gelen derecedeki (paranteldeki) mirasçılar lehine reddetmeleri de imkan dahilindedir. Buradaki red alt tabakadaki (paranteldeki) bütün mirasçılar lehine yapılmalıdır. Bu parenteldeki mirasçılar da aynı yolu izleyebilir. (MK. md. 554) Bunların hepsinin veya bir kısmının mirası kabul yahut red etmeleri mümkündür. Bunlardan birisinin mirası kabul etmesi halinde artık Medeni Kanunun 552. maddesinde öngörülen resmi tasfiye yoluna gidilemez.
Muris 14/08/1961 tarihinde ölmüştür. Eşi Emine ile çocukları Hüseyin, Abdülkadir ve Jale mirası reddetmişlerdir. (Ankara 3.Sulh Hukuk Hakimliğinin 1961/1349 - 1415 sayılı kararı) En yakın mirasçıların mirası reddetmeleri üzerine ikinci zümredeki (parenteldeki) mirasçı durumunda olan annesi Havva, kardeşleri Süleyman, Mehmet, Şerife, Nimet ve Murat aleyhlerine açılan davada beyana davet edildikleri ve bu mirasçılardan Murat’ın mirası kabul ettiği, diğerlerinin ise reddettikleri, Murat’ın veraset ilamına ilişkin Ankara 5.Asliye Hukuk Hakimliğinin 25/11/1961 gün ve 1961/1202 sayılı kararının gerekçesinden anlaşılmaktadır. Murisin anne ve kardeşlerini (ikinci zümreyi) beyana davete ilişkin 1961/1972 - 2047 sayılı dosya yahut karar bulunamamış ise de esas defterinin fotokopisi beyana daveti doğruladığı gibi iptali istenen 1961 - 1202 sayılı veraset ilamının gerekçesini geçersiz kılacak herhangi bir delil getirilememiştir. Mirasın intikalinden itibaren otuz seneyi aşkın bir süre geçmiş olması da kararın gerekçesinin doğru olduğunu göstermektedir. O halde mahkemece davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine duruşma için takdir olunan 20.000.000 lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24/02/1998

T.C.
YARGITAY

2. Hukuk Dairesi

Esas : 1977/4309

Karar : 1977/4574

Tarih : 02.06.1977

◦MİRAS

◦MİRASIN REDDİ

◦MİRASIN TASFİYESİ

◦HUSUMET

Özet :Ölenin tek mirasçısı, oğlu mirası reddetmiştir. Bu durumda miras, ölenin kardeşlerine geçmez. Tereke tasfiye olunur.

( 743 s. MK m. 454, 552, 553 )

R.Ö. ile F.H. arasındaki reddi miras kararının kaldırılması davasını yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1 - Medeni Kanunun 551. maddesinde, mirasçılardan biri veya birkaçının mirası reddetmesi halinde mirasın kime ait olduğu açıklanmıştır.

Türk Medeni Kanununun 552. maddesinin karşılığı olan İsviçre Medeni Kanununun 573. maddesinde, en yakın mirasçıların tümünün mirası red etmeleri halinde terekenin tasfiye edileceği ve artanın da yine red eden mirasçılara geçeceği öngörülmüştür. 20/09/1950 günlü 4/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı karşısında Medeni Kanunun 552. maddesinin kaynak kanun gibi uygulanması gerekir. İlmi ve Kazai İçtihatlar da bu doğrultudadır. O halde bütün mirasçıların red etmesi halinde miras tasfiye edilir.

Medeni Kanunun 454. maddesinde de, bütün mirasçıların mirası reddetmeleri ve bu arada alt (madun) derece yararına reddin şekil ve sonuçları ifade olunmuştur.

Ölenin tek mirasçısı, oğlu A.H. mirası reddetmiştir. O halde az önce açıklandığı gibi olayda Medeni Kanunun 551. maddesi değil, 552 - 553. maddelerini uygulanması gerekir. Hal böyle olunca miras, ölenin kardeşlerine geçmez. Tereke tasfiye olunur (MK. 552).

Olayda Medeni Kanunun 554. maddesi şartlarının gerçekleştiği gibi iddia ve ispat olunmamıştır. Esasen davalı, mirası reddetmiştir.

Yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında davalıya husumet düşmez. Bu bakımdan davanın reddi gerekirken, yazılı şeklide karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

2 - Davalının bir an için mirasçı olduğu kabul olunsa bile, o da, mirası red ettiği için, redde rağmen terekeye ait işleri yapması, üçüncü kişilerin terekeye el koymasının hükümlerine tabidir. Bu yönün düşünülmemiş olması kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.

Sonuç: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 02/06/1977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

25 Şubat 2010

2010 YARGI HARÇLARI

Davadan feragat, davayı kabul veya sulh:



Madde 22 – Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.

İcra takibinden vazgeçme:


Madde 23 – Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnameye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçirilirse tahsil harcı tam olarak alınır.



1 SAYILI TARİFE

Yargı harçları

A) Mahkeme Harçları:

Hukuk ve ticaret davalarıyla, idari davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde

I - Başvurma harcı:

Dilekçe veya tutanakla dava açma veya davaya müdahale veya tevdi mahallinin tayini, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, tespiti delail ile ilgili taleplerde,

1. Sulh mahkemelerinde, icra tetkik mercilerinde : 8,00 TL

2. Asliye mahkemelerinde, idare mahkemelerinde : 17,15 TL

3. Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde 26,25 TL

(Mahkemenin yetkisizlik veya görevsizlik kararı vermesi sebebiyle yetkili veya görevli mahkemeye yeniden başvurulması halinde bu harç alınmaz.)

II- Celse harcı:

(Taraflar veya vekilleri tarafından ertelenmelerine sebebiyet verilen celselerden.)

1. Sulh mahkemeleri:

a) Konusu belli bir değerle ilgili davalarda dava konusu miktardan 9,90 TL'den aşağı olmamak üzere: Binde 1,98

b) Belli bir değer bulunmayan davalarda: 9,90 TL

2. Asliye mahkemelerinde, idari yargı mercilerinde (17,15 TL'den az olmamak üzere) : Binde 1,98

III- Karar ve ilam harcı:

1. Nispi harç:

a) Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden: Binde 59,4

Bakanlar Kurulu dava çeşitleri itibariyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu bentte yazılı nispeti binde 10'a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir.

b) Bir gayrimenkulün hissedarlar arasında satış suretiyle şuyuun izalesine dair olan hükümler (Gayrimenkulün satış bedeli üzerinden): Binde 9,9

c) Gayrimenkulün hissedarlar arasında taksimine dair olan hükümler (Taksim edilen gayrimenkul değeri üzerinden): Binde 3,96

d) Nafaka verilmesine dair hükümler (Bir senelik nafaka bedeli üzerinden): Binde 9,9

e) Yukarıdaki nispetler Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları için de aynen uygulanır.

f) Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ihalenin feshi talepleri ile ilgili olarak esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 59,4

Bakanlar Kurulu, dava çeşitleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu alt bentte yazılı nispeti binde 10'a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir.

Nispi harçlar 17,15 TL'den liradan aşağı olamaz.

2. Maktu harç:

a) 1 inci fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik mercilerinin 1 inci fıkra dışında kalan kararlarında: 17,15 TL

b)(a) fıkrasında yazılı davalarda esasa taalluk eden veya tashihi karar taleplerinin reddine dair Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararlarında: 35,50 TL

c) Bölge Adliye Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin icranın tehiri kararlarında: 28,15 TL

d) Tespiti delail, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararlarında: 28,15 TL

IV. Temyiz ve itiraz harçları:

a) Yargıtay ve Danıştay'a yapılacak temyiz başvurularında: 73,90 TL

b) Yürütmenin durdurulmasına ilişkin itirazlar dahil olmak üzere Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerine itirazen yapılacak başvurularda 49,25 TL

c) Ağır Ceza Mahkemelerine itirazen yapılacak başvurularda 36,95 TL

B) İcra ve iflas harçları:

I - İcra harçları:

1. İcraya başvurma harcı : 17,15 TL

2. Değeri belli olmayan icra takiplerinde, icranın yerine getirilmesi harcı : 17,15 TL

3. Değeri belli olan icra takiplerinde tahsil harcı, değer üzerinden:

a) Ödeme veya icra emrinin tebliği üzerine hacizden evvel ödenen paralardan: Yüzde 3,96

b) Hacizden sonra ve satıştan önce ödenen paralardan :Yüzde 7,92

c) Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan: Yüzde 9,9

d) Resmi ve özel müesseseler memur ve hizmetlilerinin maaş, ücret, gündelik ve sair hizmet gelirlerinin haczi suretiyle tahsil olunan paralardan: Yüzde 3,96

e) Takip talebi bulunmayan alacaklılara İcra ve İflas Kanununun 125 inci maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince ödenen paralardan: Yüzde 1,98

f) Gayrimenkullerin ve gemilerin tahliye ve tesliminde:

aa) İcra emrinin tebliği üzerine tahliye olunduğu takdirde: Yüzde 1,98

bb) Tahliye ve teslim icra marifetiyle olduğu takdirde: Yüzde 3.96

g) Menkul tesliminde;

aa) İcra emrinin tebliği üzerine teslim halinde: Yüzde 1,98

bb) İcra marifetiyle teslim halinde: Yüzde 3,96

h) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, bu bentte belirtilen tahsil harçları dörtte biri oranında uygulanır.

4. İdare harçları: : 11,95 TL

(Haczedilen gayrimenkullerin idaresi, kira mukaveleleri düzenlenmesi ve hesap tutulması için)

II- İflas harçları:

1. Maktu harç: İflasın açılması veya konkordato isteği ve masaya katılma harcı: 28,15 TL

2. Konunun değeri üzerinden harç:

a) İflasta paylaşılan para üzerinden: Yüzde 3,96

b) Konkordatoda alacaklılara verilmesi kararlaştırılan para üzerinden: Binde 9,9

C) Ticaret Sicili harçları:

I - Kayıt ve tescil harçları: (Ticari işletme rehni dahil)

1. Ticari işletmenin ve ünvanının tescil ve ilanında:

a) Gerçek kişilere ve kooperatiflere ait işletmelerde: 126,50 TL

b) Şahıs şirketlerine ait işletmelerde: 362,55 TL

c) Sermaye şirketlerine ait işletmelerde: 816,75 TL

2. Temsile yetkili kılınan kimselerin tescil ve ilanında (Her kişi için):

a) Gerçek kişilere ve kooperatiflere ait işletmelerde: 62,80 TL.

b) Şahıs şirketlerine ait işletmelerde: 89,95 TL

c) Sermaye şirketlerine ait işletmelerde: 198,85 TL

3. Ticaret siciline tescil edilmiş olan vakalardaki değişikliklerin tescilinde:

(Ticari işletme rehni ile ilgili vakalar dahil) (Muhteva ile ilgili bulunmayan düzeltmelerde harç alınmaz.)

a) Gerçek kişilere ve kooperatiflere ait işletmelerde: 62,80 TL.

b) Şahıs şirketlerine ait işletmelerde: 89,95 TL

c) Sermaye şirketlerine ait işletmelerde: 198,85 TL

4. Kayıt silinmesinde: (Ticari işletme rehni kaydının silinmesi dahil)

a) Gerçek kişilere ve kooperatiflere ait işletmelerde: 24,60 TL

b) Şahıs şirketlerine ait işletmelerde: 35,50 TL

c) Sermaye şirketlerine ait işletmelerde: 62,80 TL

Şubelerin her biri (Yabancı müesseselerin Türkiye'deki şubeleri dahil) ayrıca aynı harca tabidir.

II - Kayıt ve belge suretleri ve tasdikname harçları:

1. Bir ticari işletmeye ait sicil esas defterindeki kayıtların tamamının veya bir kısmının veya memurlukta saklanan bütün belgelerin örneğinin beher sayfasından (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde: 11/1): 6,35 TL.

2. Tasdiknamelerden (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde: 11/2, 104, 105): 21,00 TL

D) Diğer yargı harçları (Müşterek kısım):

I - Suret harçları:

a) İlamın her sayfasının suretinden (Tasdikli fotokopiler dahil): 1,20 TL

b) Mahkeme ve merci zabıtnameleri ve diğer evrakın beher sayfasının suretlerinden (Tasdikli fotokopiler dahil): 1,20 TL

c) Avukatların tasdik ettiği vekaletname suretlerinden (Tasdikli fotokopiler dahil): 2,75 TL

d) Sulh hakimi tarafından tasdik edilen vekaletname suretlerinden (Tasdikli fotokopiler dahil): 2,75 TL

Resen verilmesi icap eden suretler hariç olmak üzere ceza mahkemelerinden alınacak suretlerden de aynı harçlar alınır.

II - Muhafaza harçları:

Adliye veznelerine tevdi olunan kıymetli eşyanın kabul ve muhafazası için, muhafaza olunan değer üzerinden:

a) Bir yıla kadar: Binde 9,9

b) Bir yılı geçen her yıl ve kesirler için: Binde 4,95

III - Defter tutma harçları:

a) Alelumum, defter tutma ve tahrir işlerinde 9,90 TL liradan az olmamak üzere deftere kaydolunan değer üzerinden: Binde 3,96

b) Miras işlerinde defter tutulmasında:

aa) Mevcut ve alacak bakiyesi hasıl olmuş ise bu bakiye üzerinden: Binde 3,96

bb) Borç bakiyesi hasıl olmuş veya mevcut ve alacaklar ile borçlar bakiyesi eşit ise: 26,25 TL

c) İflas dairesi tarafından tutulacak defterlerden: 26,25 TL.

IV - Miras işlerine ait harçlar:

Terekenin tahrir ve tespiti, mirasın taksimi, tasfiyesi ve idaresinde, bunların konusunu teşkil eden değerler üzerinden: Binde 3,96

(Miras idaresinde her sene ve kesirler için harç alınır.)

V - Vasiyetname tanzimine ait harçlar:

Medeni Kanunun 479 uncu maddesine göre sulh hakimi tarafından tanzim edilen resmi vasiyet senetleri:

a) Belli bir meblağı ihtiva edenler: Binde 0,99

b) Belli bir meblağı ihtiva etmeyenler: 35,50 TL

24 Şubat 2010

MİLLETLERARASI TAHKİM ÜCRET TARİFESİ


http://rega.basbakanlik.gov.tr/main.aspx?home=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2010/02/20100223.htm&main=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2010/02/20100223.htm

ULUSLARARASI ZEYTİNYAĞI VE SOFRALIK ZEYTİN ANLAŞMASI, 2005


http://rega.basbakanlik.gov.tr/main.aspx?home=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2010/02/20100220.htm&main=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2010/02/20100220.htm

Çalışanların %15 ila % 35 arasındaki oranlarda vergi ödemesini sağlayan ve 2006’da çıkarılan yasanın “40 bin TL’nin üstü için %35” olan düzenlemesinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkeme Kararı

Anayasa Mahkemesi'nin  15.10.2009 tarih 2006/95 E. 2009/144 sayılı kararı

http://rega.basbakanlik.gov.tr/main.aspx?home=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2010/01/20100108.htm&main=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2010/01/20100108.htm

TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜNCE UYGULANACAK OLAN ÜCRET TARİFESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ


http://rega.basbakanlik.gov.tr/main.aspx?home=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2010/01/20100107.htm&main=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2010/01/20100107.htm

CMK ÖDEMELERİNE İLİŞKİN 2010 YILI TARİFESİ


Amaç Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince yapılan hukuki yardımlara yönelik işlemlerde;
a) Soruşturma evresinde takip edilen işler için 149 TL,
b) Sulh ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 231 TL,
c) Asliye ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 254 TL,
ç) Ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 462 TL,
d) Çocuk mahkemeleri:
1) Çocuk mahkemelerinde takip edilen davalar için 254 TL,
2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 462 TL,
e) Askeri mahkemelerde takip edilen davalar için 254 TL,
f) İcra ceza ve fikrî ve sınaî haklar ceza mahkemesi gibi mahkemelerde takip edilen davalar için 254 TL
g) Kanun yolları mahkemeleri:
1) Bölge adliye mahkemelerinde görülen duruşmalı davalar için 462 TL,
2) Yargıtayda görülen duruşmalı davalar için 518 TL,
ödenir.


Siyasi Parti Kapatma Gerekçeli Kararı


http://rega.basbakanlik.gov.tr/main.aspx?home=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2009/12/20091231.htm&main=http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2009/12/20091231.htm

23 Şubat 2010

Avukatlık Ücretine KDV'nin Dahil Olmadığına İlişkin Yargıtay Kararı




T.C.
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu
E:2004/12-232 K:2004/243 T:28.04.2004

Taraflar arasındaki ""icra emrinin iptali"" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ( Ankara Onsekizinci İcra Mahkemesi )nce davanın kabulüne dair verilen 4.4.2003 gün ve 2003/173-942 sayılı kararın incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi'nin 30.6.2003 gün ve 2003/12324 E. 15474 K. sayılı ilamıyla; ( ...4.12.2002 tarihinde geçerli olmak üzere 28.11.2002 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık asgari Ücret Tarifesi 21. maddesinde, tarifede öngörülen ücretlere 3065 sayılı kanun Hükümleri uygulanıp Katma Değer Vergisinin ayrıca ilave edilmesi açıklanmıştır. Mercice tarifeye göre hükmedilecek avukatlık ücretin KDV ilavesi gerekeceğinden bu gerekliliğe uyulmayan mercii kararı isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalı-alacaklı vekili Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar : dava, icra emrinin şikayet yoluyla iptali isteminden ibarettir. Davacı-borçlu vekili; davalının, ilamların icrası yoluyla müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, takip dayanağı ilamda alacaklı yararına takdir olunan avukatlık ücretine ayrıca Katma Değer Vergisi ilave edilmesine dair bir hüküm bulunmadığı halde; borçluya tebliğ edilen icra emrinin, avukatlık ücretine eklenen 130.786.588 TL. Katma Değer Vergisinin ödenmesi ihtarını da içerdiğini ileri sürerek, icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin; ""Takip dayanağı ilamda alacaklı lehine hükmedilen avukatlık ücreti dışında, Katma Değer Vergisinin tahsiline dair hüküm bulunmadığı"" gerekçesiyle, ""şikayetin kabulü ile, avukatlık ücretine eklenen 130.786.588 TL. Katma Değer Vergisi yönünden icra emrinin iptaline"" dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Davacı kurumun kiracısı bulunduğu taşınmazla ilgili olarak, taraflar arasında görülen dava sonucu kira bedelinin tespiti ile birlikte, o davanın davacısı lehine, kiracı kurum aleyhine 726.592.159 TL. nispi avukatlık ücretine hükmedildiği, Katma Değer Vergisi ile ilgili bir hüküm tesis edilmediği; davalı-alacaklının, anılan ilamda borçlu durumundaki kurum aleyhine icra takibi yaptığı ve hükmedilen vekalet ücretine ilave olarak 130.786.588 TL. Katma Değer Vergisi talebi üzerine görülmekte olan davanın acıldığı anlaşılmaktadır. Bu yönlerden taraflar arasında da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyusmazlık; Avukatlık Ücret Tarifesine gore davalı-alacaklı lehine takdir ve hükmolunan vekalet ücretine, ayrıca Katma Değer Vergisinin ilave edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bilindigi üzere vekalet ücreti, 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemelerı Kanununun 423. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden olup, anılan maddenin 6. bendine göre, yasa gereğince hesap ve takdiri öngörülmüştür. Bu noktada, 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 4667 sayılı Yasa ile değişik 168. maddesinde, yargı yerlerindeki işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösterir tarifenin düzenlenme usulü, yetkili makam ve uygulama zamanı açıklanmış; anılan yasanın 169. maddesinde ise, haksız çıkan tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin tarifede yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamayacağı belirtilerek, yargı merciilerince hükmedilecek avukatlık ücretinin asgari ve azami sınırları açıkça düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, yasa koyucu avukatlık ücretinin dışında kalan Katma Değer Vergisinin uygulanacağına ilişkin bir düzenleme getirmemiştir. Aksine genişletici bir yoruma gidilerek, vekalet ücretine yasaca öngörülmeyen Katma Değer Vergisinin eklenmesi, ne yasanın bütünüyle, ne de yasa koyucunun amacıyla bağdaşmayacaktır. Yeri gelmişken belirtmelidir ki; vergi, kamu giderlerini karşılamak amacıyla yasalarla gerçek ve tüzel kişilerden mali güçlerine gore istenen bir yükümlülüktür. Vergi, belirli bir hizmetten doğrudan yararlanma karşılığı olmayıp, tüm kamu hizmetleri için yapılan giderlere ortak katılım payını ifade eder. Vergi, resim, harc ve benzeri mali yükümlülük ise, kişilerden kimi kamu hizmetleri karşılığında yada bir hızmet karsılıgı olmaksızın kamu gücune dayanılarak alınan paralardır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin ortak özellikleri kamu gücüne dayanılarak tek taraflı iradeyle alınmaları, gerektiğinde zorla alınmaları ve bir yasayla konulmalarıdır. Nitekim Anayasa'nın 73. maddesi, ""Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır"" düzenlemesini içermekte olup; Buna göre vergi yükümlülüğünün konusu, yükümlüsü, matrahı ve oranı ile, vergiden doğan ödev ve usul ilişkilerinin yasayla düzenlenmesi gerektiği kuşku ve duraksamadan uzaktır. O halde, 4.12.2002 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 21. maddesinde mevcut; ""Bu tarifede yer alan ücretlere 3065 sayılı Kanun hükümleri gereği Katma Değer Vergisi ayrıca ilave edilir"" şeklindeki düzenlemenin, Anayasa ve Avukatlık Yasasından doğmayan bir yetkiye istinaden yapıldığı; eş söyleyişle, yasaca düzenlenmediğinden, Anayasanın 73. maddesi hükmüne aykırı olduğu açıktır. Hal böyle olunca, tarifeye göre hükmedilen avukatlık ücretine Katma Değer Vergisinin ayrıca ilave edilemeyeceğini benimseyen yerel mahkeme direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yukarıda yazılı nedenlerle onanmalıdır. SONUÇ : Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ) ve ( 2.200.000 ) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28.4.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Translate