28 Nisan 2020

KIDEM TAZMİNATINA ESAS ALINMASI GEREKEN SÜRENİN TESPİTİ

YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ 2012/14901 E. 2013/4127 K.
Karar Tarihi: 28.02.2013

KIDEM TAZMİNATINA ESAS ALINMASI GEREKEN SÜRENİN TESPİTİ
İŞÇİNİN İŞYERİNDE İKİ DÖNEM FASILALI OLARAK ÇALIŞMASI
İŞÇİNİN YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLANDIKTAN SONRA AYNI İŞYERİNDE ÇALIŞMAYA DEVAM ETMESİ

ÖZETİ: Kıdem tazminatına esas alınması gereken süre konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Dosya içeriğine göre davacının davalı işyerinde iki dönem fasılalı olarak çalıştığı, ilk dönem çalışmasının Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı bağlanması için davacı işçi tarafından sonlandırıldığı, davacının yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra aynı işyerinde çalışmasını sürdürdüğü ve ikinci dönem çalışmasının işverenin haklı sebep olmadan iş sözleşmesini feshetmesiyle sona erdiği anlaşılmaktadır. Davacı, emekli olduktan sonra davalı işyerinde çalışmasına ara vermeksizin devam ettiğini ileri sürmektedir. Mahkemece, davacının ilk dönem çalışmasının sona ermesiyle tekrar sigorta girişinin yapıldığı tarih arasında işyerinde çalışıp çalışmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Taraf tanıkları tekrar dinlenerek davacının söz konusu dönemde çalışıp çalışmadığı hususu açıklığa kavuşturulmalıdır. Mahkemece, davacının ilk dönem çalışmasının emeklilik sebebiyle sona ermesinden dolayı tasfiye edildiğinden bahisle kıdem tazminatı hesabına esas süreye dâhil edilmemiş ise de, işverence bu döneme ait kıdem tazminatının fesih sırasında tam olarak ödendiği ve bu suretle geçmiş dönemin tasfiye edildiği kanıtlanmış değildir. Davacının ikinci dönem çalışması sırasında kıdem tazminatı adı altında yapılmış olan ödemelerin ödeme tarihlerindeki duruma göre kıdem tazminatını karşılayıp karşılamadığı, davacı işçi ile davalı işveren arasında kıdem tazminatının taksitli olarak ödenmesi konusunda anlaşma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi G. Demirci Yıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, izin, vergi iadesi, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacakları istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Kıdem tazminatına esas alınması gereken süre konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katla göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının şartları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir şarttır, işçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır.
Dosya içeriğine göre davacının davalı işyerinde 01.03.1990-31.01.1997, 15.08.1997-28.05.2008 tarihleri arasında olmak üzere iki dönem fasılalı olarak çalıştığı, ilk dönem çalışmasının Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı bağlanması için davacı işçi tarafından sonlandırıldığı, davacının yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra aynı işyerinde çalışmasını sürdürdüğü ve ikinci dönem çalışmasının işverenin haklı sebep olmadan iş sözleşmesini feshetmesiyle sona erdiği anlaşılmaktadır. Davacı, emekli olduktan sonra davalı işyerinde çalışmasına ara vermeksizin devam ettiğini ileri sürmektedir. Mahkemece, davacının ilk dönem çalışmasının sona ermesiyle tekrar sigorta girişinin yapıldığı tarih arasında işyerinde çalışıp çalışmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Dosyadaki deliller de bu yöne ilişkin uyuşmazlığı çözmeye yeterli değildir. Taraf tanıkları tekrar dinlenerek davacının söz konusu dönemde çalışıp çalışmadığı hususu sorulup duraksamaya yer veremeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Mahkemece, davacının ilk dönem çalışmasının emeklilik sebebiyle sona ermesinden dolayı tasfiye edildiğinden bahisle kıdem tazminatı hesabına esas süreye dâhil edilmemiş ise de, işverence bu döneme ait kıdem tazminatının fesih sırasında tam olarak ödendiği ve bu suretle geçmiş dönemin tasfiye edildiği kanıtlanmış değildir. Davacının ikinci dönem çalışması sırasında kıdem tazminatı adı altında yapılmış olan ödemelerin ödeme tarihlerindeki duruma göre kıdem tazminatını karşılayıp karşılamadığı, davacı işçi ile davalı işveren arasında kıdem tazminatının taksitli olarak ödenmesi konusunda anlaşma olup olmadığı araştırıldıktan sonra tüm deliller yeniden değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin ödenen temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate